Hayatta Kalmanın Yolu: Doğru Tepkiyi Verebilmek
Birçok kurum gibi evden çalıştığımız bu dönemi bol bol webinar ve online görüşmelerle geçiriyoruz. Kriz döneminde hem Türkiye hem de dünyanın farklı ülkelerindeki Endeavor ofisleri arası bilgi paylaşımının tepe noktaya çıkmasını fırsat bilerek biz de Cuma günleri öğlen saatlerini “Endeavor Webinar Serileri”ne ayırıyoruz.
Endeavor Girişimcileri ve seçim sürecindeki girişimcilere özel webinarların ilki, son dönemde yaşadığımız gelişmeleri yatırımcı gözünden tartıştığımız “Corona Günlerinde Finans” oldu. 75 kişinin katılımıyla 27 Mart Cuma günü gerçekleştirilen ve yatırım ağının önde gelen isimlerinden Ali Karabey (212), Atıl Erken (Collective Spark) ve Berkin Toktaş’ı (Revo Capital) ağırladığımız webinarda, Genel Sekreterimiz Aslı Kurul Türkmen’le birlikte COVID-19 dönemiyle alakalı kişisel tecrübeleri ve girişimcilere önerileri konuştuk. Türkiye’de halihazırda birkaç senedir süregelen finansman eksikliği, yatırım bulmadaki zorluk, maliyet düşürme zorunluluğu, kur farkı gibi engellerin üzerine gelen küresel epidemik krizin belki de bugüne kadar düşünülmemiş ne tür stratejilerle nasıl daha rahat atlatılabileceği üzere kısa önerilerimizi aşağıda paylaşıyoruz.
Girişimcilerin nispeten hakkında deneyim sahibi olduğu finansal krizler sektörün talep kısmını etkilerken, global çapta baş edilmeye çalışılan bir salgının arzda değişiklik yaratmış olması; girişimleri kendi portföy şirketleri ile aktif iletişim içinde olmaya, belki ilk kez sağlık bilgi teknolojisi alanında yatırım yapmaya ve bugüne kadar değerlendirmedikleri senaryolar üzerine strateji geliştirmeye itiyor.
Bir kurumun sürdürülebilir olması için ilk olarak hızlı reaksiyon kabiliyetine, ikincil olarak da doğru reaksiyonu verebilmeye ihtiyacı var. Bu doğrultuda yatırımcıların ortak önerisi güncel krizin ne kadar devam edeceği üzerine keskin bir görüşe sahip olmadan periyodik aralıklarla durum/hasar kontrolü yapmak ve hem kısa hem de uzun vade stratejilerini sıkça güncellemeye açık olmak. İhtimaller dahilinde bütün senaryoları değerlendirmek, bir süre sonra kaynakların tükenmesi tehlikesini göz ardı etmeden esnek düşünebilmek gerekiyor. Krizin üç ay sonra, bir yıl sonra, belki önümüzdeki birkaç gün içinde bitmesi olasılığına hazırlıklı mıyız?
Teknolojinin öneminin arttığı bir döneme girmiş bulunmaktayız; dijital alanda büyüyüp sahada fiziksel olarak var olmayan şirketlerin nispeten rahat geçireceği bir dönem. Fakat sakin davranırken bile bunu büyük bir kriz olarak ele almak gerek.
Elbette ki şirketlerin bu epidemikten etkilenme seviyesi şirketin sağladığı servise ve mensup olduğu dikeye göre değişiklik göstermekte; aksiyon alırken de ortaya konan işe göre değerlendirme yapabilmek çok önemli. Krizi fırsata çevirebilme kabiliyetinin önem kazandığı dönem, özellikle risk sermayesi yatırımı almış girişimler için. Bazı şirketler ayakta kalmakta zorlanırken bazıları rekor cirolara ulaşmış durumda. Operasyonel faaliyetleri olan şirketler uluslararası açılım konusunda tekrar düşünmeli iken, SaaS’lar mümkün olduğunca fazla ülkede açılım yapmayı kurtarıcı bulabilir.
Girişimcilerin en büyük görevi devamlılık sağlamak ve sürdürebilirliğin zarar görmesini engellemek ki zaten girişimciler genelde kaosa alışık kişilerdir diyebiliriz. Çeşitli şirketler maaş indirimi, işten çıkarma, kira kontratlarında indirim gibi önlemlerin farklı kombinasyonları veya her biri söz konusu. Bugün karşı karşıya kalınmış krizin bugüne kadarki argümanları geçersiz kıldığından bahsediliyor. Artık yurt dışına açılmak herkes için optimal çözüm değil, “one size fits all” yaklaşımı elverişli çözümler sunamayabilir.
Dünya hem pozitif hem de negatif gelişmelere gebe. Birçok şirket “home office” dediğimiz evden çalışma sistemine geçiş yaptı, yalnızca çalışma sistemi değil genel perspektif de değişiyor.
Kuruculara Tavsiyeler:
İhtiyaç duyulmasa bile, kısa sürecek olsa bile ekiple görüntülü konuşma platformları üzerinden iletişim halinde olmak hem moral hem de verimi artırma, en azından sabit tutma açısından çok önemli. “Ben bu işi tek başıma yapmıyorum”u hissetmeli herkes.
● Hal hatır sorma ve günlük yapılacakları kapsayan görüşmeler
●Fiziksel ve mental sağlığa özen göstermek
●Günde evde dahi olsa 30–45 dakika spor
●Sorumlulukların açık, net dağılımı
●Partnerle, paydaşlarla, yatırımcılarla ve hatta iş yapılması planlanan portföy şirketlerle iletişim halinde olmak
●Uzun soluklu planlar, buna göre koordine olabilmek
●“House-keeping” için ise güzel bir dönem, herkes kendi iş yapış şeklini değerlendirebilir
Yazımızı webinar’da bahsedilen bir kitap önerisiyle sonlandırıyor, herkese sağlıklı günler diliyoruz!
Siyah Kuğu: Olasılıksız Görünenin Etkisi (Nassim Nicholas Taleb)
Bu yazı Endeavor Ekibi’nden İdil Ertürk tarafından derlenmiştir.